Video izletmekle ayni derecede zarari olmadina dair bir arastirma paylaşayım. Bogazici Universitesi bebek ve cocuk gelişimi labaratuvarinin Facebook sayfasinda mevcut.
"Face Time: Bebekler görüntülü konuşma yoluyla öğrenebilirler mi?
Yapılan araştırmalara göre 2 yaşından küçük çocuklarda video gerçek hayata kıyasla öğretme konusunda dezavantaja sahip. Lafayette College’da yapılan araştırmanın ana güdüsü de bu savı video kaydı ile görüntülü konuşma arasındaki fark üzerinden incelemek olmuş. Araştırmada video dezavantajının canlı video görüşmeleri için de geçerli olup olmadığı araştırılıyor. Deneyde günlük hayattaki konuşmaların doğal bir özelliği olan sosyal karşılıklılık kavramının etkisi inceleniyor. Sosyal karşılıklılık, zamansal senkronizasyonu ve karşısındaki bireyin göz temasına ve ilgisine uygun yanıt vermeyi kapsayan ve video kaydının aksine görüntülü konuşmada bulunan bir özellik.
Görüntülü konuşma pek çok ailenin uzakta yaşayan akraba ve arkadaşlarıyla görüşmek için tercih ettiği bir yöntem. Bu sebeple, 1-2 yaş arası çocukların görüntülü konuşma yoluyla sosyal bağlar kurmalarını, kelime, eylem ve kalıp öğrenimini inceleyen bu araştırma günlük hayatımızda geçerli olabilecek bilgiler sunuyor. Yapılan araştırmada 12-25 aylık çocuklar face-time konuşması ve video kaydı olmak üzere 30’ar kişilik iki gruba ayırıyorlar. Her gün 8-12 dakikalık tablet seanslarında kişi çocuktan önce el sallamasını sonrasındaysa kıyafetlerini, saçını ve gözlerini işaret etmesini istiyor. Sonra çocuğa yeni bir oyuncak tanıtıp, çocuktan oyuncağı ismini söylemesini ve kendisinin oyuncakla yaptığı eylemi tekrar etmesini istiyor. Son olarak da çocuğa bir kitap okuyup bu kitaptan yanıtının basit bir sözel kalıp olduğu bir soru soruyor. Bu öğretme seansından sonra edinimin (yeni kelime, yeni eylem ve yeni kalıbın taklit edilmesi), öğrenme hevesinin (öğretmeni onaylama, parmakla gösterme ya da tekrar etme) ve çocuğun video eşi ile senkronize olduğu zamanların miktarı ölçülüyor. 1 haftalık eğitimin sonunda yapılan görüşmede ise çocukların öğrenmedeki başarıları ve videoda konuştuğu kişiyi tanıma ve tercih etme yönelimleri inceleniyor.
Araştırmada hem video kaydı hem de face time koşulundaki çocukların dikkatli ve öğrenmeye hevesli olduğu sonucu çıkıyor. Buna karşın, yalnızca face-time grubundakiler video eşleriyle senkronize (örn. sorulara 3sn içinde hemen yanıt vermesi) oluyorlar. Deneyin başlangıcından 1 hafta sonrasında, face-time koşulundaki çocuklar, video koşulundaki çocukların tersine günlük hayatta video eşlerini tanıyor, onları tercih ediyor ve onlardan daha fazla yeni sözel kalıp öğreniyorlar. Ayrıca 22-25 aylık bebekler sosyal karşılıklılık olduğunda yeni kelime ve eylem öğreniminde de artış yaşıyorlar.
Özetle, sonuçlar gösteriyor ki 2 yaşından küçük çocuklar görüntülü konuşma yoluyla bir kişinin anlattıklarını öğrenebiliyor ve ona dair sosyal bilgi elde edebiliyorlar. Görüntülü konuşma günlük hayattaki ilişkilerde öne çıkan sosyal karşılıklılık özelliğine sahip olduğu için öğrenmeyi ve sosyal bağ kurmayı olanaklı hale getiriyor.
Araştırmayı anlatan kısa bir video ve makalenin aslı:
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/desc.12430/full
Makalenin dili İngilizcedir."