EmzMerhaba, bilgi paylaşımı amaçlı bir post açmak istiyorum. Amacım polemik oluşturmak değil, ben yapıyorum bir şey olmaz, komşum dedi internette gördüm şeklinde değil de bilimsel olarak doğruluğu yanlışlığı kanıtlanmış olan bildiğim okuduğum şeyleri paylaşmak.(söylemek gerekir mi bilmiyorum ama doktorum. )
1. İlk 6 ay sadece anne sütü. Bebek neye ihtiyaç duyuyorsa ona göre üretiliyor çünkü anne sütü. Bu başlıbaşına bir mucize zaten. Eğer gelişimi geri ise, yeterli beslenemediği doktor tarafından düşünülmüşse 4.5 aydan sonra ek gıdaya başlanabilir ama bu da doyumluk değil tadımlık zaten. Ek gıdaya erken başlamanın bebeğin ileriki zamandaki iştahına pozitif bir katkı yaptığuna dair kanıt yok. Bir ömür yemek yiyecek bebeği erkenden anne sütünden mahrum bırakmak ona iyilik değil. Su vermek gerekmiyor, suya ihtiyacı varsa sütün su oranı artıyor zaten, 2 kaşık sudan ne olacak demeyin, doğdugunda midesi bir kiraz tanesi kadar olan ve 6 aylıkken bile küçücük mide hacmi olan bebeğin midesine su yerine de mucizevi anne sütü gitsin isteriz.
2.Anne sütü yoksa da mama sadece. Ama sütüm yok kısmı çok rasyonel değil. Süt üretimini artıran en önemli şey emzirmek. İkincisi uyku, dinlenme. Yani pes etmeden sürekli emzirmek lazım. Evlat edindikler bebekleri emziren annelerin, hatta emziren trans bireylerin bile süt üretebildiği görülmüş. Yani emzirmeyi bıraktıktan sonra da tekrar geri dönebilirsiniz.
3. Anne sütünün yettiğini gösteren en önemli şey çişli bez sayısı. Sağdığınız sütün kaç cc olduğunun bir önemi yok, çünkü sağma işi bebeğin emmesi kadar süt yapımını uyarmaz. Yani sağdım az süt çıktı, bebeğe yetmiyor kısmı doğru değil.
4. Anne sütünü biberonla vermek meme reddi yapabilir, biberon ağız yapısı nedenli emmek için zahmet gerektirmediği için tekrar memeye dönmeyebiliyor, bu tümü için geçerli aslında, yavaş akımlı denilenler için bile geçerli, risk almaya değmez yani.
5. Bebeğin doğum sonrası ilk 3 ayına 4. Trimester de denir, yani sanki anne karnında gibi yasama devam eder bebek. O yüzden memeden ayrılmak istemez, sürekli anne kokusu kucagı ister. Yani doymadığı için değil, size ihtiyacı olduğu için memeden ayrılmamak ister, bu dönemde en önemli şey dışarıya kulak kapatabilmek, bu çocuk doymuyor, sütün yetmiyor, sana yapıştı bu laflarını duymamak, çünkü normali bu.
6. 1 yaşa dek bal yasak. Botilinum toksini denilen bir şey var, dönem dönem haberlere çıkar konserveden zehirlendiler diye, işte onu yapar. Bazen arılar bu toksini bal yaparken bala taşır, biz yetişkinler bu miktarı tolere edebiliriz, hastalık oluşturmaz. Ama bebeğin bağırsakları yeterince gelişmediği için onda hastalık yapar, maalesef bunun tedavisi ve geri dönüşü yok.
7. yine 1 yaşa dek tuz şeker yok. Böbrekler yeterince gelişmediği için böbrekleri yorar tuz, şekerin zaten onun için bir yararı yok. Yediği şeyin tatsız tuzsuz olduğunu düşünmeyin, onların damak tadı yok bizim gibi, bu sonradan şekillenen bir şey.
8. 2 yaşa dek tv, telefon, tablet yok. Şöyle kiilk 5 yıl çocukta beyin gelişimi çok önemli, uyaran ne kadar fazla olursa o kadar iyi. Ama bu demek değil ki tv karsısında dursun uyaran olsun, olmaz. Öğrenmek için karşılıklı etkileşim lazım. Tv tek taraflı, sadece izler, katılamaz. Özellikle çizgi filmlerde karakterlerde doğru sesleri çıkaran mimikler dudak hareketleri olmadığı için konuşma gecikebilir. Ayrıca görüntü geçişleri, renk değişimleri çok hızlı olduğu için dikkatini vermesi güçleşir, ileride dikkat eksikliğine zemin hazırlar. Eline tablet telefon verince elbette bakar oyalanır bebek, tv karşısına koyunca bakar kalır. Çocuk şarkılarını görüntü olmadan açabilirsiniz mesela.
9. Yapılan çalışmalarda rezenenin genotoksik olduğu bulunmuş, yani hücre dnasına, genetiğine zarar verdiği düşünülmüş, o yüzden önerilmiyor.
10. Aşı olayını ayrıca yazarım belki. Şimdilik bu kadar.