Sizi çok iyi anlıyorum. Ben 3 aylık hamileyken babamın kanser olduğunu öğrenip evi barkı bırakıp onların yanına gittim, pandeminin en şiddetli zamanında haftanın 2 günü babamla onkoloji servisindeydim. Hamileliğimin 6.ayında babamı kaybettim. Bu arada bu benim 4.gebeliğim, öncesinde 2 düşük 1 ölü doğumum var, yaşım da şuan 44. Bu kadar kötü bir hamilelikte sonra kesin kolik ve gergin bir bebeğim olacak, reflüsü bilmem nesi her hastalık bizi bulacak diyordum, daha doğmada reflü yatakları, kolik yatakları, kemerleri ne varsa aldım. Allah yüzüme baktı çok uslu bir kızım oldu. Taaa ki 4 aylık olana kadar. O zamana kadar atak diye bir şeyin varlığına inanmıyordum, o zaman ikna oldum ki varmış. 4. Ay atakğı çok zordu, 8.ay ise efsaneydi, 4.at atağına kurban olayım. Ek gıdaya çok iştahlı başlayan kızım 7-10 ay arası bir lokma yemedi. Benim annem yanımda değil, kayınvalide 500 metre uzakta oturuyor ama sağolsun yaralı parmağa..... 13 ay izliydim kızıma ben baktım, işe başlarken bakıcı bulamadım 1-2 ay kayınvalide baktı. O zamana kadar uykuları gayet düzenliyken yavaş yavaş bozulmaya başladı, 17.ayda oh son atağı da atlattık derken hemen ardından 2.yaş sendromu belirtileri başladı. Bir de bu aralar yoğun çalıştığım için kızımın anneden ayrılma kaygısı iyice arttı, hiç benle yatmayan çocuk uykuda bile yapışık olalım istiyor. İş yerinde benim kızımdan 8 ay büyük oğlu olan bir hanım var, onla bazen konuşur ağlanacak halimize güleriz. Hep dediğimiz şu, annenin hasta olma lüksü yok, depresyona girme lüksü bile yok :) Allah canlarını sağ etsin, ben kızımı kucağıma yatırıp Fatiha, İhlas, Felak, NAS, Ayetel Kürsi, inşirah sureleri i ve nazar ayetlerini sesli olarak okurum. Ona ninni gibi mi geliyor nedir, çok mutlu olur, sakinleşir bir de elini yüzüne sürüp amin yapar. Deneyin derim