Her ne kadar korksam da aynı telkinlerle normal doğum planlıyordum. Hatta bu nedenle özellikle devlet hastanesine gittim hep.Normal doğumun da sezeryanın da kendine göre iyi ve kötü yanlarının olduğunu da biliyordum. Normal doğumda en büyük korkum bebeğin başının sıkışması ve kalıcı zihinsel veya farklı sorunların ortaya çıkma ihtimaliydi. Analarımız nasıl doğurmuş, doğada hayvanlar tek başlarına doğuruyor diye kendime cesaret vermeye çalıştıkça da normal doğum yapamadığı için ölen kedim aklıma geldi (durumu zamanında farkedip veterinere gidemedik). Veteriner programlarını çok severim, orada da zorunlu sezeryanlar ve hatta sezeryana geç kalındığı için ölen yavrular ve hayvanlar görünce demek ki zorunlu olunca sezeryan lazım dedim. Böylece karar vermekten uzaklaşıp hep hayırlısı hangisiyse o olsun diye dua ettim.39+4te hiç sancım olmadan tamamiyle suyum geldi, muayenede açıklık 2cmdi, suni sancıyla sancım başladı ama bebek de doğum kanalına inmediği için sezeryana alındım, belden uyuşturdular. Hiç acı hissetmedim ama anestezi uzmanının dediği gibi, dokunuşlar filan hepsini hissettim tabi. İyi ki diretmeyip sezeryan olmuşum. Gebe okulu hemşiremizin desiği gibi, amaç sağlıklı anne ve sağlıklı bebekle sona ulaşmak. Normal veya sezeryan olması önemli değil, bence önemli olan doktorun veya ebenizin kararına direnmemek.