Oglum 2 yasinda, norologumuz kesinlikle 5 dakika bile tv gormesin diyor. Ogrendiklerini de unutur diyor. Su anda bebeklerin konusmasiyla ilgili "otuz milyon kelime" diye bir kitap okuyorum. İlk 3 yasin ilerideki egitim hayati icin temel olacagini anlatiyor. Ne kadar cok sayida kelime duyarsa beyindeki baglantilarin o kadar gelişeceğini soyluyor ama bu kelimeleri karsilikli iletisim olarak duymali. Soyle dusunun, belki daha buyuk kapasiteleri vardi ama bu kadari ortaya cikti. Belki tvnin zarari sonradan ortaya cikacak. O kitaptan tv ile ilgili alinti paylasayim, siz de okuyun.
"Bebek beyni mükemmel olabilir ama maalesef bebeğinize ayıracağınız vakti kendinize ayırmanızı sağlayamaz. Çünkü beyin sosyal bir varlıktır. Onu etkileşimden uzak tutmak öğrenme ve öğrendiği bilgileri akılda tutma yeteneğini sınırlandırır. İçine döktüğünüz her şeyi kabul eden bir sürahiden farklı olarak insan beyni, insan insana etkileşim olmadan bir elek gibidir.
Zaten dil nedir? Eğer izole edilmiş bir dünyada yalnız başına yaşıyor olsaydık dile çok da ihtiyacımız olmazdı, değil mi? Dilin, yani kelimelerin asıl amacı insanları birbirlerine bağlamaktır. Bir bebeğin beyni evrimsel bir gelişimin ürünüdür. Beyin dili, edilgen bir şekilde öğrenmek yerine sosyal etkileşimin ve sosyal sorumluluğun var olduğu bir ortamda öğrenir. Ebeveynlerin ya da bakıcının bebek ile karşılıklı iletişimi, bebeğin iletişim kurma çabalarına benzer şekilde yanıt vermeleri, hem bir dili öğrenme, hem de genel olarak öğrenme için çok önemli bir unsurdur. Bu, gerçekten tarif edilemez bir öneme sahiptir.
Dr. Patricia Kuhl, beğendiğim bir çalışmasında bu noktayı çok güzel ortaya koyuyor. Profesör Kuhl’un ekibi dokuz aylık Amerikalı bebekleri Mandarin diline (ÇN: Çincenin en çok konuşulan lehçesi) maruz bırakmıştır.
Bebeklerin yarısı bu dili bizzat annelerin sevgi dolu sesinden dinlemişlerdir.
Diğer bebekler ise aynı dili, yine anne sıcaklığıyla aktaran ses ya da video kayıt cihazından dinlemişlerdir. Deneyin yapıldığı laboratuvarı on iki kez ziyaret ettikten sonra dili bizzat gerçek kişilerden duyan bebekler, Mandarin dilinin seslerini ayırt edebiliyorlardı. Peki, aynı sesleri ses ya da video kaydından dinleyenler? Aynen tahmin ettiğiniz gibi: Hiçbir şey öğrenemediler."