Bu konuda size sonuna kadar katılıyorum. Durumun sebepleri var ama. İlk olarak anne olmaya hazır hissetmeden anne olmak. Sonra arastirmamak. Çevreye kulak tıkayacak olgunluğa ulaşmamak ve evhamlı olmak.
Kolik dönemi sadece kendi başına geliyor sanmak bunu hastalık gibi görmek ile başlıyor ilk iş. Bu çocuğun gelişim süreci. Çocuk yapmayı düşünürken önce uykusuz geceleri ve sürekli uğraş içinde olmayı göze almak gerek.
Grip. Her çocuk grip olur. Ben gribi şans olarak görürüm. Yeri gelir 2 3 gün uyku yüzü görmem. Ve her seferinde şunu derim yürümeye başlarken düşmesi gibi şimdi bu hastalığı tanıma zamanı. Onu yenicez ve bir sonraki sefere daha kolay atlatacağız.
Tv de internette otizm ile ilgili şeyleri okuyup evham yapmak. Evet bir gariplik hissediyorsak ilk iş doktora gideceğiz. Soracağız eğer yok birşeyi derse yoktur yolumuza devam edeceğiz.
Çocuk yapmayı düşünürken birisi bana destek olacak diye düşünmeyeceğiz tek başıma üstesinden gelebilir miyim diyeceğiz. Bunu neden diyorum. Burada anneler tv açıyorum çünkü kimsem yok yardım edecek diyor. Demek ki tek başına çocuk bakacak durumda olmadan çocuk yapmışsınız.
hamileyim 80 yaşında annem hasta oldu düşük tehlikem var annem yukarıda yatarken serviste ben otopark da arabamda ayaklarımı yarım yamalak uzatıp uyudum. Çünkü pandemi var hastane içi tehlikeli. Sonra sancım tuttu. Annem yukarıda ben aşağıda acilde sancımı durdurmak için serum alıyorum. Annem eve geldi. Haftasına benim suyum geldi. Beni götürecek kimse yok yanımda. Atladım arabaya aldım çantamı büyük oğlumu anneme bırakıp 20 km ötede hastaneye gittim. Arkamdan geldi diğer gelecek olan. Yanımda duracak kimse yok. Sezeryan oldum. Görümcem geldi sağolsun 1 gün durabildi yanımda kendi iş yeri var çünkü. Ablam gelmemek için bahane uydurdu amenna dedim. 2. gün çocuğuma hastanede refakatçi olmadan baktım ve basbasa inanılmaz güzel zaman geçirdik.
Taburcu oldum. Lohusa olduğum dönem 40 gün evden çıkmaz kimse. Hem çocuğu kontrol için götürüp getirdim hem annemi. Bu esnada büyük oğlumun okulu mezuniyet töreni var. Çocuk yaptım diye onu ihmal edip o ortamda tek bırakamam. Onun psikolojisini de düşünmek zorundayım. Onlara katıldım.
Yani her akşam plan yapıyorum sabah 8 çocuğu okula götüreyim. Bebeğin kontrolüne geçeyim ordan. Annem yorulmasın şimdi dönüşte annemi alıp hastanesine götüreyim farklı yerde ise gideceği doktor. Dönüşte yetişemezsem büyük oğlana annemle gider alırım okuldan. Zaman yeterse önce annemi eve bırakayım sonra gidip çocuğu alayım. Gün içinde bir aksaklık oldu hadi planı değiştir b planı c planı girer devreye. Ama her planın ana karakteri benim :)
Bunları anlatıyorum zor gibi gelebilir ama ben hiç zorluk çekmedim ya Allah diyip koyuldum işe. Çünkü çocuğu yaparken tek yapacağımı bu işleri biliyorum. Eşim hiç yardımcı olmadı diyemem. Yeri geldi yemek yaptı. Yeri geldi çocuğu uyuttu. Ama yoğun çalışan birisi olduğu ve işi dikkat gerektirdiği için elimden geldiği kadar onu da yormamam gerekiyordu. Bunun bilincinde istedim birşey isterken. Hatta birşeyler yetişme çabamı görünce yardım iste diyordu ama istemiyordum.
Bunları söyleme amacımı kimse yanlış anlamasın. Ben buradaki kimseden mükemmel değilim. Sadece işin en başında çocuğu planlarken ben yapabilir miyim diye düşündüğüm planladığım bunların hepsini hesaba kattığım için bunlar bana kolay ve rutin geldi.
İlk aylar uyumaz çocuk dünyanın en normal şeyi bu. Çok gazı olur, sıcaklar, etrafı anlamak ister, üşür, sürekli acıkır,hastalanır.
Grip benim için dünyanın en normal şeyi. En olmadı diyorum annelere çocukluğunuzu düşünün kimi grip diye doktora götürdü annesi. Şahsen annem çocuk hastalıkları hastanesinde sağlık çalışanı olmasına rağmen ne hastaneye götürdü nede ilaç kullandı bana grip oldum diye.
Çevre baskısı ve eski kafadan kurtulmamak. Sizi zora sokar zamanla anlamazsınız bile. Çocuğu doğurdunuz. 40 gün kendinizi eve kapatıyorsunuz. Çocuk hasta olur diye dışarıya çıkarmayınca anne de 4 duvar arsında kafayı yiyor. 1 olan iş gözüne 10 geliyor. Ben kar yağarken bebeğimi dışarı çıkardım. Arabayla gezdirdim güzelce giydirip. Eve getirip banyosunu yaptırıp yedirip içirdim. Dolaşmanın verdiği huzur ile çocuğum da benden o enerjiyi aldı. Ağladı mı. Sling kullandım sardım kendime kolik vs olursa yada uyumazsa. Evi süpürdüm. Yemek yaptım. Sonra koca boş zaman var başladım onunla oynamaya. Yine emzirdim beraber eşim gelene kadar uyuduk. Güne erken başladım hep. Geç kalkmak insanı dinlendirmez çünkü. Daha kötü olursunuz gün içinde hep yetişmek zorunda kalırsınız.
Bu esnada çocuğun okulu kursu ben götürüp getirdim ve okul kurs hep farklı ilçelerde olurdu.
Şimdi oldu 28 aylık benim sadece güzel anlar aklımda. Ağlarken bile alıp kucağıma eşime ya şunun ağzına bak ağlarken ne güzel oluyor derdim. Yatağında uyurdu yarım saat sonra ay özledim diyip kucağıma alıp sarılıp uyuturdum izlerdim koklardım.
Bu zamanlar içinde çok hastalandı ağladı, dönem dönem en olmadık yerlerde yapıştı iş güç yaptırmadı.
Endişe ettiğim yerler de oldu ama koştum peşine gittim doktora çözdüm sorunu oh geçti buda hadi devam dedim.
Kötüye takılı kalmayın. Bayram öncesi çocuğu grip diye. Bir tanıdığıma annesi bayramda kahvaltıya gelirmisiniz diye sormuş. Annenin dediği ben çocuğumun derdindeyim hasta çocuğum bana bayram yok demiş. Bu olayı aşırı derece dramatize etmek kimsenin işine yaramaz. En fazla bayram sabahı iyi hissederse bakarım konuşuruz diye düşünmek gerek .
İlk çocuğum çok ciddi bir hastalık yüzünden hastanede 1 ay yattı. Öyle şeyler atlattı ve ben o serviste öyle hastalıklar ile uğraşan çocuklar gördüm ki. İnanın hepimiz o tüm anneler öyle güçlü oluyor ki. Günün sonunda bir sürü kötü şey geçiren anneler çay kahve koyup sohbet edip çocukları birbirimize emanet edip çıkıp bahçede dolaşıp hava aldık. 6 sene oldu hala görüştüğüm anneler var ve o gün ağlayarak beklediğimiz halleri şimdi gülerek hatırlıyoruz. Rabbim dermansız dert vermesin.
O yüzden anneler bir grip, bir kolik, bir uykusuzluk hali için kendinizi heba etmeyin hiç.
Of dediğiniz an alın çocuğunuzu çıkın dolaşın bırakın herşeyi evde yürüyün yürüyün. Bana açıkçası arkadaş yanına gidip bir evden bir eve girip kahve çay içmek iyi gelmiyor. Herkesin kendine göre bir derdi var. Negatif yüklü geliyorum böyle zamanlarda. Siz seviyor iyi hissediyorsanız böyle şeyler yapın. Sonra gelin işinize koyulun. Sonra yatın çocukla dinlenin.. Ama bunları yapmak için erken kalkın mutlaka. Gün içinde uyuyup kapatın o arayı. Hastalık kolik bunlar gece pik yapar sizi de çocuğu da uyutmaz gündüzü iyi degerlendirin.
Kolay büyüyen çocuk yok. Çocuğu tek başına büyütmek inanın zor değil. Asıl zor olan kalabalık büyütmek. Kalabalık evlerde yaşayan anneler için daha üzücü buluyorum ben durumu. Evde kendi çekirdek ailesi ile yaşayan anneler şanslılar.
En ufak boşluk çocuğunuz ile zihninize kaziyacağınız güzel anılar için bir fırsat.
Asla çok titiz anne olmayın. Mikropdan korkmayın. En çok hastalanan çocuk annelerinin 1 zıt öözelliği vardır. Birisi tam anlamı ile pislik içinde evi olanlar. Ama tam anlamı ile pis öyle dağınık vs değil. Yada çok temiz titiz anneler. Ortayı bulun. Temizlik kölesi olmayın.
Çocuk da eninde sonunda yemek yer yemiyor diyen anneler. Çocuklar yemediğin zaman önüne o sürekli yediği tek çeşit yemeği koyacağınızi biliyor. Çocuğunuza yemek yedirmeyin çocuğunuz yemek yesin.
Rahat olun her anın keyfini çıkarın. Ağzım burnum diyene kadar biri 12 yaşında diğeri 28 aylık oldu. Her halleri her yaşları ayrı güzel ve ayrı zor.. Ama geçen günlere geri dönmek mümkün değil. Şu gün geçsin diye dua etmek yerine o günün tadını çıkarın bol bol.